5. Maide

1. Ey iman edenler! Akitlerinizi yerine getirin.İhramlı iken avlanmayı helâl saymamanız kaydıyla, okunacak(bildirilecek) olanlardan başka hayvanlar, size helal kılındı.Şüphesiz Allah istediği hükmü verir.
2. Ey iman edenler! Allah’ın (koyduğu din)nişanelerine, haram aya, hac kurbanına, (bu kurbanlıklara takılı)gerdanlıklara ve de Rab’lerinden bol nimet ve hoşnutluk isteyerekKâ’be’ye gelenlere sakın saygısızlık etmeyin. İhramdan çıktığınızda(isterseniz) avlanın. Sizi Mescid-i Haram’dan alıkoydular diye birtakımlarına beslediğiniz kin, sakın ha sizi, haddi aşmayasürüklemesin. İyilik ve takva (Allah’a karşı gelmekten sakınma)üzere yardımlaşın. Ama günah ve düşmanlık üzere yardımlaşmayın.Allah’a karşı gelmekten sakının. Çünkü Allah’ın cezası çokşiddetlidir.
3. Ölmüş hayvan, kan, domuz eti, Allah’tanbaşkası adına boğazlanan, (henüz canı çıkmamış iken) kestiklerinizhariç; boğulmuş, darbe sonucu ölmüş, yüksekten düşerek ölmüş,boynuzlanarak ölmüş ve yırtıcı hayvan tarafından parçalanmışhayvanlar ile dikili taşlar üzerinde boğazlanan hayvanlar, bir defal oklarıyla kısmet aramanız size haram kılındı. İşte bütün bunlarfısk (Allah’a itaatten kopmak)tır. Bugün kafirler dininizden (onuyok etmekten) ümitlerini kestiler. Artık onlardan korkmayın, bendenkorkun. Bugün sizin için dininizi kemale erdirdim. Size nimetimitamamladım ve sizin için din olarak İslâm’ı seçtim. Kim şiddetliaçlık durumunda zorda kalır, günaha meyletmeksizin (haram etlerden)yerse şüphesiz ki Allah çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir.
4. (Ey Muhammed!) Sana, kendilerine nelerinhelâl kılındığını soruyorlar. De ki: “Size temiz ve hoş olan şeyler,bir de Allah’ın size verdiği yeteneklerle eğitip alıştırdığınız avcıhayvanların tuttuğu (avlar) helâl kılındı. Onların sizin içintuttuklarından yiyin. Onu (av için) salarken üzerine Allah’ın adınıanın (besmele çekin). Allah’a karşı gelmekten sakının. Şüphesiz,Allah hesabı çabuk görendir.
5. Bu gün size temiz ve hoş şeyler helâlkılındı. Kendilerine kitap verilenlerin yiyecekleri size helâl,sizin yiyecekleriniz de onlara helâldir. Mü’min kadınlardan iffetliolanlarla, daha önce kendilerine kitap verilenlerden olan iffetlikadınlar da, mehirlerini vermeniz kaydıyla; evlenmek, zina etmemekve gizli dost tutmamak üzere size helâldir. Her kim de inanılmasıgerekenleri inkar ederse bütün işlediği boşa gider. Ahirette de o,ziyana uğrayanlardandır.
6. Ey iman edenler! Namaza kalkacağınız zamanyüzlerinizi, dirseklere kadar ellerinizi ve -başlarınıza mesh edip-her iki topuğa kadar da ayaklarınızı yıkayın. Eğer cünüp iseniziyice yıkanarak temizlenin. Hasta olursanız veya seferdebulunursanız veya biriniz abdest bozmaktan (def-i hacetten) gelirveya kadınlara dokunur (cinsel ilişkide bulunur) da su bulamazsanız,o zaman temiz bir toprağa yönelin. Onunla yüzlerinizi ve ellerinizimeshedin (Teyemmüm edin). Allah size herhangi bir güçlük çıkarmakistemez. Fakat o sizi tertemiz yapmak ve üzerinizdeki nimetinitamamlamak ister ki şükredesiniz.
7. Allah’ın üzerinizdeki nimetini ve “işittik,itaat ettik” dediğinizde ona verdiğiniz ve sizi kendisiyle bağladığısağlam sözü hatırlayın. Allah’a karşı gelmekten sakının. ŞüphesizAllah göğüslerin özünü (kalplerde olanı) hakkıyla bilendir.
8. Ey iman edenler! Allah için hakkı titizlikleayakta tutan, adalet ile şahitlik eden kimseler olun. Bir toplumaolan kininiz sizi adaletsizliğe itmesin. Adil olun. Bu, Allah’akarşı gelmekten sakınmaya daha yakındır. Allah’a karşı gelmektensakının. Şüphesiz Allah yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır.
9. Allah, iman edip salih ameller işleyenlerhakkında, “Onlar için bir bağışlama ve büyük bir mükafat vardır”diye vaatte bulunmuştur.
10. İnkar edip âyetlerimizi yalanlayanlar var ya;işte onlar cehennemliklerdir.
11. Ey iman edenler! Allah’ın size olan nimetinihatırlayın. Hani bir topluluk size el uzatmaya (tecavüze)kalkışmıştı da Allah (buna engel olmuş) onların ellerini sizdençekmişti. Allah’a karşı gelmekten sakının. Mü’minler yalnız Allah’atevekkül etsinler.
12. Andolsun, Allah İsrailoğullarından sağlam sözalmıştı. Onlardan on iki temsilci -başkan- seçmiştik. Allah şöyledemişti: “Sizinle beraberim. Andolsun eğer namazı kılar, zekatıverir ve elçilerime inanır, onları desteklerseniz, (fakirleregönülden yardımda bulunarak) Allah’a güzel bir borç verirseniz,elbette sizin kötülüklerinizi örterim ve andolsun sizi, içindenırmaklar akan cennetlere koyarım. Ama bundan sonra sizden kim inkarederse, mutlaka o, dümdüz yoldan sapmıştır.”
13. İşte, verdikleri sözlerini bozmalarısebebiyledir ki onları lanetledik, kalplerini de kaskatı kıldık.Kelimeleri yerlerinden kaydırarak (tahrif edip) değiştiriyorlar.Akıllarından çıkarmamaları istenen şeylerden önemli bir kısmını daunuttular. (Ey Muhammed!) İçlerinden pek azı hariç, onların daimabir hainliğini görüyorsun. Yine de sen onları affet ve aldırış etme.Çünkü Allah iyilik yapanları sever.
14. “Biz hıristiyanız” diyenlerden de sağlam sözalmıştık. Ama onlar da akıllarından çıkarmamaları istenen şeylerdenönemli bir kısmını unuttular. Bu sebeple biz de aralarına kıyametgününe kadar sürecek düşmanlık ve kini salıverdik. Allah ne yapmaktaolduklarını onlara bildirecek!
15. Ey kitap ehli! Artık size elçimiz (Muhammed)gelmiştir. O, kitabınızdan gizleyip durduğunuz gerçeklerdenbirçoğunu sizlere açıklıyor, birçoğunu da affediyor. İşte sizeAllah’tan bir nur ve apaçık bir kitap (Kur’an) gelmiştir.
16. Allah onunla rızası peşinde olanları selametyollarına iletir ve onları izniyle, karanlıklardan aydınlığa çıkarıpkendilerini dosdoğru bir yola iletir.
17. Andolsun, “Allah, Meryemoğlu Mesih’dir”,diyenler kesinlikle kâfir oldular. De ki: “Şâyet Allah, MeryemoğluMesih’i, onun anasını ve yeryüzünde olanların hepsini yok etmekistese, Allah’a karşı kim ne yapabilir? Göklerin, yerin ve bunlarınarasında bulunan her şeyin hükümranlığı Allah’ındır. Dilediğiniyaratır. Allah her şeye hakkıyla gücü yetendir.”
18. (Bir de) yahudiler ve hıristiyanlar, “BizAllah’ın oğulları ve sevgili kullarıyız” dediler. De ki: “Öyleyse(Allah) size neden günahlarınız sebebiyle azap ediyor? Hayır, siz deonun yarattıklarından bir beşersiniz.” (Allah) dilediğini bağışlar,dilediğine azap eder. Göklerin, yerin ve bunların arasındabulunanların da hükümranlığı Allah’ındır. Dönüş de ancak onadır.
19. Ey kitap ehli! Peygamberlerin arası kesildiğibir sırada “Bize ne müjdeleyici bir peygamber geldi, ne de biruyarıcı” demeyesiniz diye, işte size (hakikatı) açıklayan elçimiz(Muhammed) geldi. (Evet,) size bir müjdeleyici ve uyarıcı gelmiştir.Allah her şeye hakkıyla gücü yetendir.
20. Hani Mûsâ kavmine demişti ki: “Ey kavmim!Allah’ın, üzerinizdeki nimetini hatırlayın. Hani içinizdenpeygamberler çıkarmıştı. Sizi hükümdarlar kılmıştır ve (diğer)toplumlardan hiçbirine vermediğini size vermişti.”
21. “Ey kavmim! Allah’ın size yazdığı kutsaltoprağa girin. Sakın ardınıza dönmeyin. Yoksa ziyana uğrayanlarolursunuz.”
22. Dediler ki: “Ey Mûsâ! O (dediğin) topraklardagayet güçlü, zorba bir millet var. Onlar oradan çıkmadıkça biz orayaasla giremeyiz. Eğer oradan çıkarlarsa biz de gireriz.”
23. Korkanların içinden Allah’ın kendilerinenimet verdiği iki adam şöyle demişti: “Onların üzerine kapıdangirin. Oraya girdiniz mi artık siz kuşkusuz galiplersiniz. Eğermü’minler iseniz yalnızca Allah’a tevekkül edin.”
24. Dediler ki: “Ey Mûsa! Onlar orada bulundukçabiz oraya asla girmeyeceğiz. Sen ve Rabbin gidin onlarla savaşın.Biz burada oturacağız.”
25. Mûsa, “Ey Rabbim! Ben ancak kendime vekardeşime söz geçirebilirim. Artık bizimle, o yoldan çıkmışlarınarasını ayır” dedi.
26. Allah şöyle dedi: “O halde orası onlara kırkyıl haram kılınmıştır. Bu süre içinde yeryüzünde şaşkın şaşkın dönüpdolaşacaklar. Artık böyle yoldan çıkmış kavme üzülme.”
27. (Ey Muhammed!) Onlara, Adem’in iki oğlununhaberini gerçek olarak oku. Hani ikisi de birer kurban sunmuşlardıda, birinden kabul edilmiş, ötekinden kabul edilmemişti. Kurbanıkabul edilmeyen, “Andolsun seni mutlaka öldüreceğim” demişti. Öteki,”Allah ancak kendisine karşı gelmekten sakınanlardan kabul eder”demişti.
28. “Andolsun! Sen beni öldürmek için elini banauzatsan da ben seni öldürmek için sana elimi uzatacak değilim. Çünküben âlemlerin Rabbi olan Allah’tan korkarım.”
29. “Ben istiyorum ki, sen benim günahımı da,kendi günahını da yüklenip cehennemliklerden olasın. İşte buzalimlerin cezasıdır.”
30. Derken nefsi onu kardeşini öldürmeye itti de(nefsine uyarak) onu öldürdü ve böylece ziyan edenlerden oldu.
31. Nihayet Allah, ona kardeşinin ölmüş cesedininasıl örtüp gizleyeceğini göstermek için yeri eşeleyen bir kargagönderdi. “Yazıklar olsun bana! Şu karga kadar olup da kardeşimincesedini örtmekten aciz miyim ben?” dedi. Artık pişmanlıkduyanlardan olmuştu.
32. Bundan dolayı İsrailoğullarına (Kitapta) şunuyazdık: “Kim, bir insanı, bir can karşılığı veya yeryüzünde birbozgunculuk çıkarmak karşılığı olmaksızın öldürürse, o sanki bütüninsanları öldürmüştür. Her kim de birini (hayatını kurtararak)yaşatırsa sanki bütün insanları yaşatmıştır. Andolsun ki, onlararesûllerimiz apaçık deliller (mucize ve âyetler) getirdiler. Amaonlardan birçoğu bundan sonra da (hâlâ) yeryüzünde aşırıgitmektedir.
33. Allah’a ve Resûlüne savaş açanların veyeryüzünde bozgunculuk çıkarmaya çalışanların cezası; ancaköldürülmeleri, yahut asılmaları veya ellerinin ve ayaklarınınçaprazlama kesilmesi, yahut o yerden sürülmeleridir. Bu cezalaronlar için dünyadaki bir rezilliktir. Ahirette de onlara büyük birazap vardır.
34. Ancak onları ele geçirmenizden önce tövbeedenler bunun dışındadırlar. Artık Allah’ın çok bağışlayıcı, çokmerhamet edici olduğunu bilin.
35. Ey iman edenler! Allah’a karşı gelmektensakının, ona yaklaşmaya vesile arayın ve onun yolunda cihad edin kikurtuluşa eresiniz.
36. Şüphesiz yeryüzünde olanların hepsi veyanında bir o kadarı daha kendilerinin (kafirlerin) olsa da onukıyamet gününün azabından kurtulmak için fidye verecek olsalaronlardan yine kabul edilmez. Onlara elem dolu bir azap vardır.
37. Ateşten çıkmak isterler ama ondan çıkabilecekdeğillerdir. Onlara sürekli bir azap vardır.
38. Yaptıklarına bir karşılık ve Allah’tancaydırıcı bir müeyyide olmak üzere hırsız erkek ile hırsız kadınınellerini kesin. Allah mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmetsahibidir.
39. Her kim de işlediği zulmünün arkasından tövbeedip durumunu düzeltirse kuşkusuz, Allah onun tövbesini kabul eder.Şüphesiz Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.
40. Bilmez misin ki göklerin ve yerinhükümranlığı Allah’a aittir. O dilediğine azap eder, dilediğini debağışlar. Allah her şeye hakkıyla gücü yetendir.
41. Ey Peygamber! Kalpten inanmadıkları haldeağızlarıyla “İnandık” diyenler (münafıklar) ile Yahudilerden küfürdeyarışanlar seni üzmesin. Onlar, (Yahudiler) yalan uydurmak için(seni) dinlerler, sana gelmeyen bir topluluk hesabına dinlerler.Kelimelerin (ifade içindeki) yerlerini bildikten sonra yerlerinideğiştirir ve şöyle derler: “Eğer size şu hüküm verilirse onu tutun.O verilmezse sakının.” Allah kimin azaba uğramasını istemişse artıksen onun için asla Allah’a karşı hiçbir şey yapamazsın. Onlar,Allah’ın kalplerini temizlemeyi istemediği kimselerdir.Onlaradünyada bir rüsvaylık, ahirette ise yine onlara büyük bir azapvardır.
42. Onlar, yalanı çok dinleyen, haramı çokyiyenlerdir. Eğer sana gelirlerse ister aralarında hüküm ver, isteronlardan yüz çevir. Onlardan yüz çevirecek olursan sana asla hiçbirzarar veremezler. Eğer hükmedecek olursan aralarında adaletlehükmet. Çünkü Allah, âdil davrananları sever.
43. Yanlarında içinde Allah’ın hükmü bulunanTevrat varken nasıl oluyor da seni hakem yapıyorlar, sonra bununardından verdiğin hükümden yüz çeviriyorlar? İşte onlar (kendikitaplarına da, sana da) inanmış değillerdir.
44. Şüphesiz Tevrat’ı biz indirdik. İçinde birhidayet, bir nur vardır. (Allah’a) teslim olmuş nebiler onunlayahudilere hüküm verirlerdi. Kendilerini Rabb’e adamış kimseler ileâlimler de öylece hükmederlerdi. Çünkü bunlar Allah’ın kitabınıkorumakla görevlendirilmişlerdi. Onlar Tevrat’ın hak olduğuna daşahit idiler. Şu halde siz de insanlardan korkmayın, benden korkunve âyetlerimi az bir karşılığa değişmeyin. Allah’ın indirdiği ilehükmetmeyenler kafirlerin ta kendileridir.
45. Onda (Tevrat’ta) üzerlerine şunu da yazdık:Cana can, göze göz, buruna burun, kulağa kulak, dişe diş kısasedilir. Yaralar da kısasa tabidir. Kim de bu hakkını bağışlar,sadakasına sayarsa o, kendisi için keffaret olur. Allah’ın indirdiğiile hükmetmeyenler zalimlerin ta kendileridir.
46. O peygamberlerin izleri üzere Meryemoğluİsa’yı, önündeki Tevrat’ı doğrulayıcı olarak gönderdik. Ona,içerisinde hidayet ve nur bulunan, önündeki Tevrat’ı doğrulayan,Allah’a karşı gelmekten sakınanlar için doğru yola iletici ve biröğüt olarak İncil’i verdik.
47. İncil ehli Allah’ın onda indirdiği ilehükmetsin. Allah’ın indirdiği ile hükmetmeyenler fasıkların takendileridir.
48. (Ey Muhammed!) Sana da o Kitab’ı (Kur’an’ı)hak, önündeki kitapları doğrulayıcı, onları gözetici olarakindirdik. Artık Allah’ın indirdiği ile aralarında hükmet ve sanagelen haktan ayrılıp ta onların arzularına uyma. Sizden her biriniziçin bir şeriat ve bir yol koyduk. Eğer Allah dileseydi elbette sizitek bir ümmet yapardı. Fakat verdiği şeylerde sizi imtihan etmekiçin ümmetlere ayırdı. Öyle ise iyiliklerde yarışın. Hepinizindönüşü Allah’adır. O zaman anlaşmazlığa düşmüş olduğunuz şeylerisize bildirecektir.
49. Aralarında, Allah’ın indirdiği ile hükmet.Onların arzularına uyma ve Allah’ın sana indirdiğinin bir kısmından(Kur’an’ın bazı hükümlerinden) seni şaşırtmalarından sakın. Eğer yüzçevirirlerse, bil ki şüphesiz Allah, bazı günahları sebebiyle onlarıbir musibete çarptırmak istiyor. İnsanlardan birçoğu muhakkak kiyoldan çıkmışlardır.
50. Onlar hâlâ cahiliye devrinin hükmünü müistiyorlar? Kesin olarak inanacak bir toplum için, kimin hükmüAllah’ınkinden daha güzeldir?
51. Ey inananlar! Yahudi ve hıristiyanları dostedinmeyin. Onlar birbirlerinin dostlarıdırlar. Sizden kim onlarıdost edinirse kuşkusuz o da onlardandır. Şüphesiz Allah zalimlertopluluğunu doğruya iletmez.
52. İşte kalplerinde bir hastalık (nifak)bulunanların, “Başımıza bir felaketin gelmesinden korkuyoruz”diyerek onların arasında koşup durduklarını görürsün. Ama Allahyakın bir fetih veya katından bir emir getirir ve onlar içlerindegizledikleri şeye (nifaka) pişman olurlar.
53. (O zaman) iman edenler derler ki: “Sizinleberaber olduklarına dair var güçleriyle Allah’a yemin edenler şunlarmı?” Bunların çabaları boşa çıkmıştır. Böylece ziyan edenlerolmuşlardır.
54. Ey iman edenler! Sizden kim dininden dönerse,(bilin ki) Allah onların yerine öyle bir topluluk getirir ki, Allahonları sever, onlar da Allah’ı severler. Onlar mü’minlere karşıalçak gönüllü, kafirlere karşı güçlü ve onurludurlar. Allah yolundacihad ederler. (Bu yolda) hiçbir kınayıcının kınamasından dakorkmazlar. İşte bu, Allah’ın bir lütfudur. Onu dilediğine verir.Allah lütfu geniş olandır, hakkıyla bilendir.
55. Sizin dostunuz ancak Allah’tır, Resûlüdür veAllah’ın emirlerine boyun eğerek namazı kılan, zekâtı verenmü’minlerdir.
56. Kim Allah’ı, onun peygamberini ve inananlarıdost edinirse bilsin ki şüphesiz Allah taraftarları galiplerin takendileridir.
57. Ey iman edenler! Sizden önce kendilerinekitap verilenlerden dininizi alaya alıp oyuncak edinenleri ve ötekikafirleri dost edinmeyin. Eğer mü’minler iseniz Allah’a karşıgelmekten sakının.
58. Siz namaza çağırdığınız vakit onu alaya alıpeğlence yerine koyuyorlar. Bu şüphesiz onların akılları ermeyen birtoplum olmalarındandır.
59. De ki: “Ey kitap ehli! Sadece Allah’a, bizeindirilene ve daha önce indirilmiş olan (ilahi kitap)larainandığımızdan ve çoğunuzun da fasıklar olmasından ötürü bizdenhoşlanmıyorsunuz.”
60. De ki: “Allah katında cezası bundan daha kötüolanları size haber vereyim mi? Onlar, Allah’ın lanetlediği vegazabına uğrattığı, içlerinden maymunlar ve domuzlar çıkardığıkimseler ile şeytanlara tapan kimselerdir. İşte bunların yeri dahakötüdür ve onlar doğru yoldan daha çok sapmışlardır.”
61. (Yanınıza) küfürle girip yine (yanınızdan)küfürle çıktıkları halde size geldiklerinde “İnandık” dediler. Allahonların saklamakta oldukları şeyi daha iyi bilir.
62. Onlardan çoğunun günahta, düşmanlıkta, haramyemede birbirleriyle yarıştıklarını görürsün. Yapmakta oldukları şeyne kötüdür!
63. Bunları, din adamları ve bilginler günah sözsöylemekten ve haram yemekten sakındırsalardı ya! Yapmakta olduklarışey ne kötüdür!
64. Bir de Yahudiler, “Allah’ın eli bağlıdır”dediler. Söylediklerinden ötürü kendi elleri bağlansın ve laneteuğrasınlar! Hayır, onun iki eli de açıktır, dilediği gibi verir.Andolsun, sana Rabbinden indirilen (Kur’an) onlardan birçoğununazgınlık ve küfrünü artıracaktır. Biz onların arasına kıyamete kadardüşmanlık ve kin saldık. Her ne zaman savaş için bir ateşyakmışlarsa Allah onu söndürmüştür. Onlar yeryüzünde bozgunculukçıkarmaya çalışırlar. Allah bozguncuları sevmez.
65. Eğer kitap ehli iman etseler ve Allah’a karşıgelmekten sakınsalardı, muhakkak onların kötülüklerini örterdik veonları Naim cennetlerine koyardık.
66. Eğer onlar Tevrat’ı, İncil’i ve Rableritarafından kendilerine indirileni (Kur’an’ı) gereğince uygulasalardıelbette üstlerinden ve ayaklarının altından (bol bol rızık)yiyeceklerdi. Onlardan orta yolu tutan bir zümre vardır. Ama onlarınbirçoğunun yaptığı ne kötüdür!
67. Ey Peygamber! Rabbinden sana indirilenitebliğ et. Eğer bunu yapmazsan onun verdiği peygamberlik göreviniyerine getirmemiş olursun. Allah seni insanlardan korur. ŞüphesizAllah, kafirler topluluğunu hidayete erdirmeyecektir.
68. De ki: “Ey Kitap ehli! Tevrat’ı, İncil’i veRabbinizden size indirileni (Kur’an’ı) uygulamadıkça hiçbir şeyüzere değilsiniz.” Andolsun ki sana Rabbinden indirilen bu Kur’anonlardan çoğunun taşkınlık ve küfrünü artıracaktır. Öyle ise okâfirler toplumu için üzülme.
69. Şüphesiz inananlar (müslümanlar) ileYahudiler, Sabiîler ve Hıristiyanlardan (her bir grubun kendişeriatında) “Allah’a ve ahiret gününe inanan ve salih amellerişleyenler için hiçbir korku yoktur. Onlar mahzun daolmayacaklardır” (diye hükmedilmiştir.)
70. Andolsun, İsrailoğullarından sağlam söz almışve onlara peygamberler göndermiştik. Fakat her ne zaman birPeygamber onlara nefislerinin hoşlanmadığı bir hükmü getirdiyse;onlardan bir kısmını yalanladılar, bir kısmını da öldürdüler.
71. (Bu yaptıklarında) bir bela olmayacağınısandılar da kör ve sağır kesildiler. Sonra (tövbe ettiler), Allah daonların tövbesini kabul etti. Sonra yine onlardan çoğu kör ve sağırkesildiler. Allah onların yaptıklarını hakkıyla görendir.
72. Andolsun, “Allah, Meryem oğlu Mesih’tir”diyenler kesinlikle kafir oldu. Oysa Mesih şöyle demişti: “Eyİsrailoğulları! Yalnız, benim de Rabbim, sizin de Rabbiniz olanAllah’a kulluk edin. Kim Allah’a ortak koşarsa artık Allah onacenneti muhakkak haram kılmıştır. Onun barınağı da ateştir. Zalimleriçin hiçbir yardımcı yoktur.”
73. Andolsun, “Allah üçün üçüncüsüdür” diyenlerkafir oldu. Halbuki bir tek ilahtan başka hiçbir ilah yoktur. Eğerdediklerinden vazgeçmezlerse andolsun onlardan inkar edenlereelbette elem dolu bir azap dokunacaktır.
74. Hâlâ mı Allah’a tövbe etmezler ve ondanbağışlanma istemezler? Allah çok bağışlayandır, çok merhametedendir.
75. Meryem oğlu Mesih sadece bir peygamberdir.Ondan önce de nice peygamberler geldi geçti. Onun annesi de dosdoğrubir kadındır. (Nasıl ilah olabilirler?) İkisi de yemek yerlerdi.Bak, onlara âyetlerimizi nasıl açıklıyoruz. Sonra bak ki, nasıl da(haktan) çevriliyorlar.
76. (Ey Muhammed!) De ki: “Allah’ı bırakıp da,sizin için ne bir zarara ne de bir yarara gücü yeten şeylere mitapıyorsunuz? Oysa Allah hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir.”
77. De ki: “Ey Kitap ehli! Hakkın dışına çıkarakdininizde aşırı gitmeyin. Daha önce sapmış, bir çoklarını dasaptırmış ve dümdüz yoldan da şaşmış bir milletin arzu vekeyiflerine uymayın.”
78. İsrailoğullarından inkar edenler, Davud veMeryemoğlu İsa diliyle lanetlendi. Bu, onların isyan etmeleri vehadlerini aşıyor olmalarından ötürüydü.
79. İşledikleri herhangi bir kötülüktenbirbirlerini vazgeçirmeye çalışmazlardı. Yapmakta oldukları nekötüydü!
80. Onlardan birçoğunun inkar edenleri dostedindiklerini görürsün. Andolsun ki kendileri için önceden (ahirete)gönderdikleri şey; Allah’ın onlara gazap etmesi ne kötüdür! Onlarazap içinde ebedi kalıcıdırlar.
81. Eğer Allah’a, Peygamber’e ve ona indirilene(Kur’an’a) inanıyor olsalardı onları (müşrikleri) dost edinmezlerdi.Fakat onlardan birçoğu fasık kimselerdir.
82. (Ey Muhammed!) İman edenlere düşmanlık etmedeinsanların en şiddetlisinin kesinlikle Yahudiler ile Allah’a ortakkoşanlar olduğunu görürsün. Yine onların iman edenlere sevgibakımından en yakınının da “Biz hıristiyanlarız” diyenler olduğunumutlaka görürsün. Çünkü onların içinde keşişler ve rahipler vardır.Onlar büyüklük de taslamazlar.
83. Peygamber’e indirileni (Kur’an’ı)dinledikleri zaman hakkı tanımalarından dolayı gözlerinin yaşladolup taştığını görürsün. “Ey Rabbimiz! İnandık. Artık bizişahitlerle (Muhammed’in ümmeti) ile beraber yaz” derler.
84. “Rabbimizin, bizi salihler topluluğuylaberaber (cennete) koymasını umarken, Allah’a ve bize gelen gerçeğene diye inanmayalım?”
85. Dedikleri bu söze karşılık Allah onlara,devamlı kalacakları, içinden ırmaklar akan cennetleri mükafat olarakverdi. İşte bu, iyilik yapanların mükafatıdır.
86. İnkar edenlere ve âyetlerimizi yalanlayanlaragelince işte onlar cehennemliklerdir.
87. Ey iman edenler! Allah’ın size helal kıldığıiyi ve temiz nimetleri (kendinize) haram etmeyin ve (Allah’ınkoyduğu) sınırları aşmayın. Çünkü Allah haddi aşanları sevmez.
88. Allah’ın size rızık olarak verdiklerindenhelal, iyi ve temiz olarak yiyin ve kendisine inanmakta olduğunuzAllah’a karşı gelmekten sakının.
89. Allah, boş bulunarak ettiğiniz yeminlerlesizi sorumlu tutmaz. Ama bile bile yaptığınız yeminlerle sizisorumlu tutar. Bu durumda yeminin keffareti, ailenize yedirdiğinizinorta hallisinden on yoksulu doyurmak, yahut onları giydirmek ya dabir köle azat etmektir. Kim (bu imkanı) bulamazsa onun keffareti üçgün oruç tutmaktır. İşte yemin ettiğiniz vakit yeminlerinizinkeffareti budur. Yeminlerinizi tutun. Allah size âyetlerini işteböyle açıklıyor ki şükredesiniz.
90. Ey iman edenler! (Aklı örten) içki (vebenzeri şeyler), kumar, dikili taşlar ve fal okları ancak, şeytanişi birer pisliktir. Onlardan kaçının ki kurtuluşa eresiniz.
91. Şeytan, içki ve kumarla, ancak aranızadüşmanlık ve kin sokmak; sizi Allah’ı anmaktan ve namazdan alıkoymakister. Artık vazgeçiyor musunuz?
92. Öyleyse Allah’a itaat edin, peygambere itaatedin ve Allah’a karşı gelmekten sakının. Şayet yüz çevirirsenizbilmiş olun ki elçimize düşen sadece apaçık tebliğdir.
93. İman edip salih ameller işleyenlere; Allah’akarşı gelmekten sakındıkları, iman ettikleri ve salih amelişledikleri, sonra Allah’a karşı gelmekten sakındıkları ve imanettikleri, sonra yine Allah’a karşı gelmekten sakındıkları ve iyilikettikleri takdirde, daha önce tatmış olduklarından dolayı bir günahyoktur. Allah iyilik edenleri sever.
94. Ey iman edenler! Andolsun, Allah sizleri,ellerinizin ve mızraklarınızın erişebileceği av(lar) ile elbettedeneyecek ki, görmediği halde kendisinden korkanı ayırıp meydanaçıkarsın. Kim bundan (bu açıklamadan) sonra haddini tecavüz ederseona elem dolu bir azap vardır.
95. Ey iman edenler! İhramlı iken (karada) avhayvanı öldürmeyin. Kim (ihramlı iken) onu kasten öldürürse(kendisine) bir ceza vardır. (Bu ceza), Kâ’be’ye hediye olarakvarmak üzere, öldürdüğünün dengi olup, içinizden iki âdil kimsenintakdir edeceği bir kurbanlık hayvan; veya yoksulları yedirmeksuretiyle keffaret; yahut onun dengi oruç tutmaktır. (Bu) yaptığıişin kötü sonucunu tatması içindir. Allah geçmiştekileriaffetmiştir. Fakat kim bir daha böyle yaparsa, Allah ondan intikamalır. Allah mutlak güç sahibidir, intikam sahibidir..
96. Sizin için de yolcular için de bir geçimlikolmak üzere deniz avı yapmak ve deniz ürünlerini yemek sizlere helalkılındı. Kara avı ise ihramlı olduğunuz sürece size haram kılındı.Huzurunda toplanacağınız Allah’a karşı gelmekten sakının.
97. Allah; Ka’be’yi, o saygıdeğer evi, haram ayıhac kurbanını ve (bu kurbanlara takılı) gerdanlıkları insanlar(ındin ve dünyaları) için ayakta kalma (ve canlanma) sebebi kıldı.Bunlar, göklerde ve yerde ne varsa hepsini Allah’ın bildiğini veAllah’ın (zaten) her şeyi hakkıyla bilmekte olduğunu bilmeniziçindir.
98. Bilin ki Allah’ın cezası çetindir ve Allahçok bağışlayandır, çok merhamet edendir.
99. Peygamberin üzerine düşen ancak tebliğdir.Allah sizin açıkladığınızı da, gizlediğinizi de bilir.
100. (Ey Muhammed!) De ki: “Pis ile temiz birolmaz. Pisin çokluğu hoşuna gitse bile.” Ey akıl sahipleri Allah’akarşı gelmekten sakının ki kurtuluşa eresiniz.
101. Ey iman edenler! Size açıklandığı takdirdesizi üzecek olan şeylere dair soru sormayın. Eğer Kur’anindirilirken bunlara dair soru sorarsanız size açıklanır. (Halbuki)Allah onları bağışlamıştır. Allah çok bağışlayandır, halimdir (hemencezalandırmaz, mühlet verir.)
102. Sizden önceki bir millet o tür şeyleri sorduda sonra o yüzden kafir oldu.
103. Allah ne “Bahîre” ne “Sâibe”, ne “Vasîle” nede “Hâm” diye bir şey meşru kılmamıştır. Fakat, inkar edenlerAllah’a karşı yalan uyduruyorlar. Zaten çoklarının aklı da ermez.
104. Onlara, “Allah’ın indirdiğine (Kur’an’a) vePeygamber’e gelin” denildiğinde onlar, “Babalarımızı üzerindebulduğumuz din bize yeter” derler. Peki ya babaları bir şey bilmiyorve doğru yolu bulamamış olsalar da mı?
105. Ey iman edenler! Siz kendinizi düzeltin. Sizdoğru yolda olursanız yoldan sapan kimse size zarar veremez.Hepinizin dönüşü Allah’adır. O zaman Allah size yaptıklarınızı haberverecektir.
106. Ey iman edenler! Birinizin ölümü yaklaştığızaman vasiyet sırasında aranızda şahitlik (edecek olanlar) sizdenadaletli iki kişidir. Yahut; seferde olup da başınıza ölüm musibetigelirse, sizin dışınızdan başka iki kişi şahitlik eder. Eğer şüpheederseniz, onları namazdan sonra alıkorsunuz da Allah adına, “Akrabada olsa, şahitliğimizi hiçbir karşılığa değişmeyiz. Allah içinyaptığımız şahitliği gizlemeyiz. Gizlediğimiz takdirde şüphesizgünahkârlardan oluruz” diye yemin ederler.
107. (Eğer sonradan) o iki kişinin günahagirdikleri (yalan söyledikleri) anlaşılırsa, o zaman, bu önceliklişahitlerin zarar verdiği kimselerden olan başka iki adam, onlarınyerine geçer ve “Allah’a yemin ederiz ki, bizim şahitliğimiz onlarınşahitliğinden elbette daha gerçektir. Biz hakkı da çiğneyipgeçmedik. Çünkü o takdirde biz elbette zalimlerden oluruz” diyeyemin ederler.
108. Bu (usul), şahitliği layıkıyla yerinegetirmeleri ve yeminlerinden sonra başka yeminlere başvurulacağındanendişe etmelerini sağlamak için en uygun çaredir. Allah’a karşıgelmekten sakının ve dinleyin. Allah fasık toplumu doğruya iletmez.
109. Allah’ın, peygamberleri toplayıp “siz(densonra davetiniz)e ne derece uyuldu?” diyeceği, onların da, “Bizimhiçbir bilgimiz yok. Gaybleri hakkıyla bilen ancak sensin”diyecekleri günü hatırlayın.
110. O gün Allah şöyle diyecek: “Ey Meryem oğluİsa! Senin üzerindeki ve annen üzerindeki nimetimi düşün. Hani, seniRuhu’l-Kudüs (Cebrail) ile desteklemiştim. Beşikte iken de, yetişkiniken de insanlara konuşuyordun. Hani, sana kitabı, hikmeti,Tevrat’ı, İncil’i de öğretmiştim. Hani iznimle çamurdan kuş şeklinebenzer bir şey yapıyordun da içine üflüyordun, benim iznimle hemenbir kuş oluyordu. Yine benim iznimle doğuştan körü ve alacalıyıiyileştiriyordun. Hani benim iznimle ölüleri de (hayata)çıkarıyordun. Hani sen, İsrailoğullarına açık mucizeler getirdiğinzaman ben seni onlardan kurtarmıştım da onlardan inkar edenler, “Buancak açık bir büyüdür” demişlerdi.
111. Hani bir de, “Bana ve Peygamberime iman edin”diye havarilere31 ilham etmiştim. Onlar da “İman ettik. Bizimmüslüman olduğumuza sen de şahit ol” demişlerdi.
112. Hani havariler de, “Ey Meryem oğlu İsa!Rabbin bize gökten bir sofra indirebilir mi?” demişlerdi. İsa da,”Eğer mü’minler iseniz Allah’a karşı gelmekten sakının” demişti.
113. Onlar, “İstiyoruz ki ondan yiyelim,kalplerimiz yatışsın. Senin bize doğru söylediğini bilelim ve ona,(gözü ile) görmüş şahitlerden olalım” demişlerdi.
114. Meryem oğlu İsa, “Ey Allahım! Ey Rabbimiz!Bize gökten bir sofra indir ki; önce gelenlerimize (zamanımızdakidindaşlarımıza) ve sonradan geleceklerimize bir bayram ve senden(gelen) bir mucize olsun. Bizi rızıklandır. Sen rızıklandıranlarınen hayırlısısın” dedi.
115. Allah da, “Ben onu size indireceğim. Amaondan sonra sizden her kim inkar ederse artık ben ona kainattahiçbir kimseye etmeyeceğim azabı ederim” demişti.
116. Allah kıyamet günü şöyle diyecek: “Ey Meryemoğlu İsa! Sen mi insanlara Allah’ı bırakarak beni ve anamı iki ilahedinin dedin?” İsa da şöyle diyecek: “Seni bütün eksikliklerden uzaktutarım. Hakkım olmayan bir şeyi söylemem benim için söz konusuolamaz. Eğer ben onu söylemiş olsaydım elbette sen bunu bilirdin.Sen benim içimde olanı bilirsin, ama ben sende olanı bilemem.Şüphesiz ki yalnızca sen gaybları hakkıyla bilensin.”
117. “Ben onlara, sadece bana emrettiğin şeyisöyledim: Benim de Rabbim, sizin de rabbiniz olan Allah’a kullukedin (dedim.) Aralarında bulunduğum sürece onlara şahit idim. Amabeni içlerinden aldığında, artık üzerlerine gözetleyici yalnız senoldun. Sen her şeye hakkıyla şahitsin.”
118. . “Eğer onlara azap edersen, şüphe yok kionlar senin kullarındır. Eğer onları bağışlarsan, yine şüphe yok kisen mutlak güç sahibisin, hüküm ve hikmet sahibisin.”
119. Allah şöyle diyecek: “Bugün, doğrulara,doğruluklarının yarar sağlayacağı gündür.” Onlara içinden ırmaklarakan, içinde ebedi kalacakları cennetler vardır. Allah onlardan razıolmuş, onlar da Allah’dan razı olmuşlardır. İşte bu büyük başarıdır.
120. Göklerin, yerin ve bunlardaki her şeyinhükümranlığı yalnızca Allah’ındır. O her şeye hakkıyla gücüyetendir.